TİSVA Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, Türkiye genelinde 185 binden fazla kadına 865 milyon lira mikro kredi verdiklerini, teminat, kefil, icra, mahkeme gibi prosedürler olmamasına rağmen kredinin geri dönüşünün yüzde 100 olduğunu belirterek, 'Türk kadının dürüstlüğünü gösteren muhteşem bir tablo bu' dedi
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül ve Proje İletişim Direktörü Begüm Kondakçı, Samsun Haber TV Genel Yayın Yönetmeni Osman Kara'nın hazırlayıp sunduğu 'Farklı Bakış' programına konuk oldu.
Akgül programda mikro kredinin dar gelirli insanların kendi kendilerine gelir getirici faaliyetlerde bulunmaları için verilen küçük bir sermaye uygulaması olduğunu belirterek, "İlk kez Bangladeşli ekonomi profesörü Muhammet Yunus'un bankaların dar gelirlilere gelir getirici faaliyette bulunmalarının önünü açmak için bir çalışma başlattı. Fakat bankalar teminat, kefil olmadan böyle bir kredi veremeyeceklerini söyleyince, cebindeki 28 doları 46 kişiye paylaştırarak uygulamayı başlattı. Bugün itibariyle 190 ülkede 500 milyon insan mikro krediden istifade ediyor. Uygulama güzel olmasının yanı sıra yetersiz. Dünyada 2018 yılı verilerine göre 26 en zengin kişinin sahip olduğu servetin toplamı 3.8 milyar insanın servetine eşit. Dolayısıyla çok adaletsiz bir dünya var" dedi.
KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK
Akgül, Türkiye'de de uygulanmakta olan hibe şeklindeki yardımların asla fayda getirmeyeceğini, bunların kaynakların tamamen israf edilmesine neden olacağını bunun yerine mikro kredi uygulamasının daha anlamlı ve sürdürülebilir olduğuna inandığı için 2003 yılında mikro kredi uygulamasıyla ilgili teşebbüste bulunduğunu söyledi. Akgül, "Dünyada ve Türkiye'de yoksulluk varsa bu kesinlikle sistemin çalışmadığını gösterir. Bizim sahip olduğumuz kaynaklarla yoksulluğun önüne geçebiliriz. Fakat bunun iyi yönetilmesi lazım. 3.8 milyar insanın sahip olduğu mal varlığına 26 kişinin sahip olduğu bir adaletsiz dünyanın sürdürülebilir olması mümkün değil. İnsanlar güvenlikli evlerde yaşamaya çalışıyor, bilinçaltında rahatsız edilmeme var. Rahatsız edecek kişi ise fakir insan. Bu bilinçaltındaki korkudan kaynaklanıyor. Ama korkunun ecele faydası yok. Eğer adaletli bir sistemi dünyada oturtmazsak, yarın öbür gün şu veya bu şekilde geliri olan insanlar, fakir insanların rahatsız etmesinden, tacizinden kurtulamayacaklar. Dünyadaki suç oranlarının artmasının altında da bu var. Onun için bizim insanların kendi kendilerini geçindirebilecekleri, gelir elde edebilecekleri bir mekanizma geliştirmemiz gerekiyor. Mikro kredi de böyle bir uygulama" diye konuştu.
TÜRK KADINI DÜRÜST
Prof. Dr. Aziz Akgül, Türkiye'de 2003 yılında ilk olarak Diyarbakır'da mikro kredi uygulamasının başlatıldığını, bugün Samsun dahil 64 ilde 95 şubeyle 185 binden fazla kişiye 865 milyon liradan fazla kredi verdiklerini belirterek, "Buradaki güzellik şu; Türk kadının ne kadar dürüst olduğunu gösteren bir tablo. Teminat, kefalet, icra gibi prosedürler olmadan kredilerin geri dönüş oranı yüzde 100. Muhteşem bir tablo" ifadelerini kullandı.
7 BÖLGE 7 KADIN BELGESELİ HAZIRLANIYOR
Proje İletişim Direktörü Begüm Kondakçı ise, Samsun'da bölge müdürlerini toplayarak çikolata kursu verdiklerini belirterek, "Kursa katılanlara çikolata imalatını öğretiyoruz. Çikolata üretimini Türkiye'ye yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Mikro kredi alan 36 bin kadına bunu yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz. Bölge müdürlerine bu eğitimi vererek yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Ayrıca yapılan üretimlerin pazarlanmasında da aktif rol oynayacağız. Ayrıca İstanbul Sarıyer'de de bir kermes düzenledik. Mikro kredi olarak senaryosunu yazdığım 7 bölge 7 kadın isimli bir belgesel film yapıyoruz. Orhan Tekelioğlu'nun yönetmenliğinde 7 bölgenin kültürlerini, kadınların yaşadıkları zorlukları, hayat hikâyelerini anlatacağız" diye konuştu.