Samsunhabertv Genel Yayın Yönetmeni Osman Kara kaleme aldı...
Ne zamandan beridir bilmem ama o Hüzzam şarkı beni hep olmadık yerde yakalar:
“İçimde bin türlü keder/ Senden gelir sana gider”
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın güftesi, Avni Anıl’ın bestesi; Belgin Gök te güzel okuyor ama Elif Güreşçi bir başka.
Hüzünlendiğimde niyeyse hep bu şarkı gelir aklıma ve hüznüm daha bir artar.
Uzun zamandır hüzünlerdeyim ve bu hüzünden beslenen bin türlü keder; zaman zaman daha bir yıkıcı oluyor.
Siyasileri dinlemek derin yaralar açıyor içimde.
O ne üslup, o ne ses tonu, o argonun da ötesinde sözler ve o hiddet, o şiddet; sanırsın mahalle çocukları kavgada.
Şerefsiz, namussuz, hain, terörist, maşa, müfteri, mafya ve daha onlarca ağır ve çirkin söz.
Şerefsiz, namussuz, maşa falan neyse ne, ama bizim Türk Ceza Kanunu’nda ihanet suçların en ağırı. Ve bir insan hainse eğer onu bilen, tanıyan ve hele de elinde belgesi olan herkesin en yakın güvenlik birimine bu “haini” bildirmesi gerek. İhbar demiyorum bildirmesi gerek diyorum.
“Terörist” ifadesi de aynı kapıya çıkar, ihanete neredeyse eş değer bir suçtur. Ve herkesin ağzında birbirine karşı harcıâlem bir sözdür.
Aynı vatan ihaneti gibidir. Bildirilmesi, yakalanması ve yargılanıp içeri tıkılması gerekir. Ama bakıyorum tüm hainler, tüm teröristler elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Ne soran var, ne yakalayan ne de yargıya teslim eden.
Bu üslup ne insani ne İslami. Ne adapta edepte yeri var ne de kadim Türk kültüründe, Türk ahlâkında.
Yalvarsam, yakarsam; kim dinler beni, kim vazgeçer huyundan. Onun için bana sadece ve sadece “bir derin keder” kalır.
Bugün daha bir kederliyim. İçimdeki keder her zamankinden daha çok, daha ağır.
Geçmiş günlerin özlemi mi yoksa halin perişanlığı mı bilmiyorum ama geçmişi hatırlayınca bir de bugünü görünce kederlere boğuluyorum.
Ne hayallerimiz, ne ideallerimiz vardı bizim. Ne sevdalar, ne tutkular. Ve nurlar içinde yatsın ışıklar içinde uyusun bir kutlu davanın bir kutlu lideri Başbuğ Türkeş.
İkinci Ergenekon yolculuğuydu çıktımız yolculuk. Dağları eritecek iman ateşi nasıl kor alev halindeydi.
Heyhat…
Bugün daha bir kederliyim dostlar.
“İçimde bin türlü keder…”