Koronavirüsle, sâdece hastalıkla mücâdeleyle başbaşa kalmadık, hayatımızın her safhasında olduğu gibi, lisânımız Türkçe’ye muarız unsurlarla mücâdele de biraz daha gerekli oldu.
Çok değerli tıp ilim adamlarımız ve siyâsetçiler, Türkçe hassasiyetlerini bir kenara bırakarak, F(ı)ransızca veya İngilizce tâbirlerle karşımıza çıkmayı daha muteber ve uygun görmüş olmalıdırlar ki, bugüne kadar, Türkçe’nin, “yabancı kelime ve uydurma kelime” ile, bocalamasına yeni örnekler ilâve ettiler.
Muhakkaktır ki; her mesleğe mahsus kelimeler ve deyimler vardır. Ancak, bunların, Türkçe’leri varken, sağlık gibi çok mühim bir mes’elede, ‘halkın kolayca bilgilenmesini sağlamak’ için, ‘anlaşılır dil’ kullanmak zarûrî ve şart olmalıdır.
Çok seneler önce de, (Bknz.Hastahâne Sözlüğü, Çağrı Dergisi, Şubat 1998) ve iki ay önce de (Bknz. Koronavirüs Sözlüğü, Wwwkapsamhaber. Com- 05 Nisan 2020) yazdım: Bir tarafı tâmir ederken, bir başka tarafı veya tarafları tahrip etmek kimsenin hakkı olmamalıdır. Sağlığa gösterilen hassasiyet, Türkçe’ye de gösterilmedir.
Daha önce, üzerlerinde durduğum pandemi’yle (yâni ‘salgın’ ile) başlanılıp, izole, izolasyon, sosyal izolasyon, sosyal mesafe, sosyal hareketlilik, entübe, hijyen, epidemi gibi kelimelerden sonra, son zamanlarda bir de “bulaş” ve buna bağlı olarak “bulaş riski” gibi pek çok tâbir ortaya atıldı.
Ne yazık ki, bu da, bizim, hastalık demeyeyim de, bir başka sıkıntımızdır.
Mutedil/ılıman/mutabık/uzlaşır olmayı bir türlü beceremiyoruz.
Asabiye/sinir hastalıklarına nöroloji; cildiyeye dermatoloji; kalp hastalıklarına kardiyoloji, beyin cerrahisine nöroşirürji; kanbilimine hematoloji...dedik. Durup dururken, yaygın kullanılışlı “teşhis” varken, bunun yerine “tanı” dendi. “Tanı” elbette ki, doğru bir kelimedir. Fakat; “teşhis” gibi, her yerde kullanılması mümkün değildir.
Diyebilirsiniz ki, “Türklük Bilimi” yerine, hâlâ “Türkoloji” denilen bir yerde, bunlara, yâni, bu “-loji”lere niçin takılıyor, niçin kafa yoruyorsun?!..Haklısınız!..
Önce “risk”ten söz edeyim: F(ı)ransızca (risque)ten geliyor. “Zarara uğrama ihtimâli” yâni tehlike’ye mâruz kalma hâli, diyebiliriz. Öyleyse, niçin “risk” de, ‘tehlike’ değil?
Peki; “bulaş” nedir?
Cevap: Hiçbir şey!..
Niçin?
Çünkü; “bulaş-mak” fiilinden, “bulaş” ancak emir olur da ondan!..Demek ki, “Hiçbir şey” demem de yanlış!..Demek ki, bir şey!!! Yâni, emir!..
”Bulaş”, “sataş”, “çalış”, “vuruş”, “yarış”...bunun gibidir. Doğrusu; “bulaşma”dır. Sataşma, çalışma, vuruşma, yarışma’dır.
Bir sağlık mensubunun bir cümlesine rastladım. Diyor ki; “Sağlık çalışanına bulaş riski en yüksek enfeksiyon etkenidir.”
Peki, “bulaş” denilen yanlış kelime yâni “bulaşma” hangi yabancı kelimenin yerine uydurulmuş/getirilmiş/kullanılmıştır? Cevap: Enfeksiyon!..
Enfeksiyon nedir? Cevap: F(ı)ransızca “infection”un okunuşu’dur. Mânası ise: “Çoğunlukla hastalık yapıcı mikroplarla veya organizmaya yabancı çeşitli maddelerle meydana gelen, vücutta mevziî veya yaygın olabilen, meydana getirdiği hastalığa göre belirtiler veren tıbbî olay” (Bkn. Misâlli Büyük Türkçe Sözlük, İlhan Ayverdi, Sf. 344)
Bakınız, bu ‘bulaş” nerelere ‘bulaşmış’tır: “Bulaş yolu, HIV bulaşı, bulaş riski, bulaş oranı, bulaş ihtimali, bulaş hızı, HIV bulaş yolları...”
İyi mi!? Peki, HIV bulaş’ı neymiş? “Human İmmunodeficieny Virus bulaşı” demek!..Böylece, “İnsan Bağışıklık Eksikliği Virüsü bulaşı”na ulaşabiliyoruz!..
“Enfekte oldu”, “enfeksiyon yaptı”, “enfeksiyon kaptı”, “enfeksiyon sebebi” deyimleri de söylenmektedir. “Enfeksiyon hastalıkları” tâbiri de, bu kelimenin “bulaş” yâni ‘bulaşma’nın karşılığı olmadığını gösterir. Acaba, yukarıdaki cümlede,“Sağlık çalışanına bulaşma tehlikesi en yüksek hastalık unsurudur” MU denilmek istenmiştir?! Bilemem!..
Tekrar edeyim: “Sosyal mesâfe” değil; ‘fizikî mesâfe’ denilmelidir. “Sosyal mesâfe”, makamlar arası olan mesâfedir. Vali-kaymakam, cumhurbaşkanı-başbakan, âmir-memur vesâre gibi!..”Sosyal hareketlilik” değil, sâdece “hareketlilik” yeterlidir. “Hijyene dikkat” değil, “temizliğe dikkat” kâfidir!..
Yabancı kelime hayranları ve uydurmacılar, artık, konuşulan güzel Türkçe’nin yakasını bırakmalıdırlar!..