KORONAVİRÜS’ün en büyük manevi sıkıntısını Altmış beş Yaş üstü ile 18 Yaş altı vatandaşlar yaşamıştır. Hala da yaşamaya devam etmektedir.
Türkiye’de 65 yaş üstü vatandaşların sayısı nüfusa oranı % 10 12 civarındadır.
Bu da 8-10 milyon eder.
20- 65 yaş arası üretici- çalışan kabul edilerek serbest bırakılmıştır.
Bize göre asıl sorun eve tıkatılan insanların psikolojisidir. Bu insanlar sanki KORONAVİRÜS’ün yayılım sorumluları gibi görülmektedir.
Bu satırların yazarı 1952 doğumlu olup 65 yaş üstü risk gurubuna dahildir. Dahil olduğumuz yaş gurubunun ötesinde bir de kronik böbrek yetmezliğimiz vardır.
Bütün bunlara rağmen tıkatıldığımız dört duvar arası hayatı bize zindan etmiştir. Sürekli okunan kitaplar da bir noktaya kadar yararlı olmaktadır.
12 Eylül arifesinde yazdığımız bir kitabımızdan dolayı 16 ay ağır hapis ve 5,5 ay da Artvin’de gözetim( sürgün) cezasıyla cezalandırıldık. Galiba cezaevi ve sürgün hayatını arar gibi olduk.
Bizler yaşımız ve rahatsızlığımız dolayısıyla risk gurubuna dahil olduğumuzu kabul ediyoruz. Bizden çok, üretici kesimi bizden korumak için bu tedbirlerin alındığını kabul etsek bile politikacıların durumu ne olacaktır?
Meclis’te iktidar ve muhalefetin liderler bazında değerlendirildiğinde hepsinin risk gurubuna dahil olduğunu görüyoruz.
Risk gurubuna dahil olan bu liderlere ülkeyi teslim ederiz de biz garibanlara haftada birkaç saati çok görürüz.
Bu durum katmerli bir haksızlıktır.
Aynı durum, 0-18 yaş gurubu için de söz konusudur.
Evlerimiz yaşlılara ve çocuklarımıza hapishane olmuştur.
Bu konu mutlaka esnekleştirilmelidir.
Bunun bir orta yolu bulunmalıdır diye düşünüyoruz.
Selam ve dua ile …