Siz Emine Hanımı bilmezsiniz, nereden bileceksiniz. Ondokuzmayıs Üniversitesi’nin genç araştırmacısı Mutlu Kaya Hoca olmasa ben de bilmezdim. Zübeyirzade Mehmet Fuat Efendi olmasa o da bilmezdi, hatta kimse bilmezdi Emine Hanımı.
Zübeyirzade Mehmet Fuat Efendi bir gazeteci, İstanbul gazetelerinin Karadeniz temsilcisi, aynı zamanda müthiş bir vatansever. Mustafa Kemal Atatürk’ü “kurtuluş ve kuruluş yolunda” Havza’da karşılayanların arasında; yine Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle kurulan ilk müdafaa-i hukuk cemiyeti olan Havza Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurucularından.
Onun 15 Nisan 1934’de İstanbul Akşam Gazetesine geçtiği bir haberi bulmuş Mutla Kaya Hoca. Gazetenin 6. Sayfasında yer alan haberin alt başlığı çok ilginç: “Bütün köylerin ihtiyar heyetine birer kadın aza girdi.”
Olacak iş değil, bugün bile kadınların seçme sorumluluklarının yanında seçilme haklarının pek de akla gelmediği bir ülkede bundan seksen altı yıl önce bir Karadeniz ilçesinin bütün köylerinde ihtiyar heyetine bir asıl bir de yedek üyenin girmesi. Ama girmişler, bununla da yetinmemiş Terme’nin kadınları ya da erkekleri, bir de kadın muhtar seçmişler, “kadının adı Emine Hanım” dediğim işte o, İmraç Köylü Emine Hanımdır.
Şimdi o gazete haberinin bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Geçen mektubumda tarihinden ve belediye faaliyetlerinden bahsettiğim Terme’de köy işleri de hayırlı hamlelerle yürümektedir. İleride vücuda getirilecek olan KÖY BANKASININ sermayesini teşkil etmek üzere her köy kendi bütçesinden bir şey ayırmaktadır. Bu suretle geçen sene (730) bu sene de (650) lira birikmiştir.”
Burada yazıyı böleceğim, önce şu ufka bir selam duracağım sonra da devamını aktaracağım o haberin. Bir ufuk ki, gerçekleşmesi değil hayali bile müthiş, 1930’lu yıllarda köy bankasını kurmayı hayal eden bir kaymakam ve o hayale para bağlayan köylüler; bugün bırakın uygulamasını düşünmesi bile hayal bir ufuk.
Haber devam ediyor:
“Bütün bu işlerde büyük bir alakası olan kaymakam, Barbaros Hayrettin bey, ihtiyar heyetleri intihabında(seçiminde) kadınların da seçilmesi imkânını temin eden sebepler hazırlamıştır. Bunun neticesi olarak ŞİMDİYE KADAR İNTİHAPLARI YAPILAN 38 KÖYÜN İHTİYAR HEYETLERİNE BİRER KADIN AZA GİRMİŞ, BİRER DE YEDEK AYRILMIŞTIR. İMRAÇ ADLI BİR KÖYÜN MUHTARLIĞINA EMİNE HANIM ADINDA BİR KADIN İNTİHAP OLUNMUŞTUR.”
Emine Hanım öyle bir dönem falan değil tam 30 yıl muhtarlık yapmış; lakabı da güzel: Deli Şeker. O dönemde bir köyde muhtar olmak için herhalde deli olmak gerek ama o görevi 30 yıl sürdürebilmek için de şeker gibi olmak gerek herhalde.
O yıllarda Terme’ye bağlı olan köyün halk dilindeki adıdır İmraç, resmi kayıtlarda ise Emirhaç diye geçer. İmraç şimdilerde Salıpazarı ilçesine bağlıdır ve yeni adı Çiçekli Köyüdür.
“Kadın adı yoktu” diyene bakmayın siz, bilgisizliğine veriniz. Terme’yi bilseydi, İmraç’ı bilseydi, Emine Hanımı bilseydi, kısacası Cumhuriyeti bilseydi emin olunuz o lafı etmezdi.
Bir ülke düşününüz, 10 yıllık savaştan henüz çıkmış, yaralar ve dertler büyük, bir taraftan Anayurdu çelik ağlarla örmeye çalışıyorlar öbür taraftan kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyorlar. Büyük çoğunluk kadınların seçme ve seçilme hakkı denilince 1934’ü hatırlar da hemen hemen hiç kimse 1930’dan bahsetmez. Ya bilmezler ya önemsemezler ama kadınlara muhtar ve ihtiyar heyeti seçme ve seçilme hakkı daha 1930’da verilmiştir.
Kadının adı da yeri de bizim kültürümüzde hep var olmuştur ve hep var olacaktır. Kadının adı Umaydır, Ayzıttır, Selcendir, Aybike’dir, Nene Hatundur, Fatma Çavuştur, unvanı da Katundur ve yeri Kağanın sağ yanıdır.