Sosyal Medyada bir anneye yapılan hakaretleri lanetleyerek yazıma başlamak istiyorum.
Son günlerde birbirinden önemli gündem maddeleri ile yoğruluyoruz.
Kıdem tazminatının yanında çoklu Baro, Avukatlık Yasası, Sosyal Medya kontrolürlüğü gibi konular aslında birbirinden önemli konular olduğunu düşünüyoruz.
Bugün kıdem tazminatından söz etmek istiyoruz.
Kıdem tazminatı Türkiye şartlarında çalışan işçiler için bir teselli ve güven kaynağı, emekli için de yeni dünyaya hoş geldin ikramiyesidir..
Neden mi?
Türkiye, istihdam sorununu çözememiştir. Böylelikle de işsizlik sorunu devam etmektedir. İşini kaybeden herhangi bir çalışanın iş bulma yada işsizlik parası alma garantisi yoktur. Anlayacağımız işini kaybeden her zaman işsizlik yada açlıkla karşı karşıyadır.
Türkiye’de çalışanların ücret değeri düşük olduğu içindir ki, herhangi bir birikimleri de söz konusu değildir.
Böyle bir durumda işini kaybeden herhangi bir çalışana öncelikle bu kıdem tazminatı en azından bir nefes aldırmakta ve rahat bir şekilde iş aramasına katkı sağlamaktadır. Emekliye de yeni yaşamına belki bir daire yada bir araba hediyesi değilse, oğluna yada kızına bir düğün sevincidir.
Buna göre;
Tamamlayıcı Emeklilik olarak adlandırılan bu yeni sistemde, işini kaybedenin bu soluğunu ortadan kaldırmaktadır.
Kıdem tazminatı işçinin müktesep hakkıdır.
Tamamlayıcı Emeklilik yasası olsa olsa yeni işe başlayanları kapsayabilir.
Tamamlayıcı Emeklilik Yasası işverenlerin işine gelir. İstediği zaman işçiyi kapıya koyacak ve tazminat ödemeyecektir. Bunun için de işçi bu sorununu işveren ile çözemez.
Altmış yaşına geldiği zaman bunun % 25’ini alacak, geriye kalanı ise maaşına eklenecektir. Türkiye’de 65 yaş ve üzerinin genel nüfusa oranı – yanılmıyorsam- % 10-12 civarındadır. İşçi, o parasını alamadan ölecektir. Mezardakilere maaş ödenmiyor.
Atalarımız, “ Arap öldükten sonra pilavı göğsüne dök” demişlerdir.
İşçinin kıdem tazminatından sonra sıra memurun ikramiyesine gelecektir.
Atalarımız, “Komşunun karnı ağırdığında seninkini ovuştur, sıra sana gelecektir” demişlerdir.
Sendika ağaları neredesiniz? Soluğunuzu hangi rüzgar kesmiştir?
Burada bir hak söz konusudur. Bunu birileri Sayın Cumhurbaşkanımıza anlatmalıdır.
Selam ile…