Geçmişte olduğu gibi günümüz dünyasında da farklı rejimlerle yönetilen farklı devletler vardır.
Bunların bazıları demokrat, bazıları antidemokrat, bazıları laik, bazıları antilaik, bazıları teokrat vs. yönetimlerdir. Ama, hepsi de şu anda hükümran devletlerdir.
Dünyada her türden rejimler vardır ama, İslami rejim yoktur. Şimdiye kadar da dünyamız hiç bu kadar İslami modelden mahrum olmamıştır.
Müslümanlar için bu ciddi bir sorundur ve de vebaldir.
Niçin mi?
Müslümanların önemli görevlerinden birisi de insanlığa İslam adına tanıklık yapmalarıdır. Bu görev Peygamberimiz(sav) ile başlamıştır. Kur’an_ı Kerim’in ifadesiyle Peygamberimiz(sav) yaşadığı çağın Müslümanlarına, Müslümanlar da yaşadıkları çağın gayrimüslimlerine tanıklık yapmakla yükümlü tutulmuşlardır.
Çağın insanına tanıklık yapmak demek, yaşanabilir bir İslami modeli nefsinde, ticaretinde, toplumsal , sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkilerinde ortaya koymak demektir.
Büyüklerimiz, “KAL” İLE DEĞİL, “HAL” ile tanıklık yapmak ve rol-model olmaktır.
Peki, günümüz dünyasında böyle bir devlet var mıdır?
Elcevap; yoktur.
Bilindiği gibi devletler ve iktidarlar rejimleriyle değil, adaletleriyle yaşarlar.
Devletler rejimleriyle yaşamış olsalardı başta Osmanlı Devleti olmak üzere Rusya, Almanya, Avusturya ve İngiltere yıkılmazlardı. Bu devletlerin bir kısmı faşist, bir kısmı demokrat, bir kısmı krallık, bir kısmı İslam’dı. Müslümanı da, demokratı da, Faşisti de yıkıldı gitti.
Çünkü devletleri ve yönetimleri yaşatan adalettir.
Hiçbir devlet rejimi ile ayakta duramaz. Ancak adaletiyle ayakta durur.
Bu nedenledir ki, “küfür, adaletiyle payidar olur ama İslam, zulmüyle payidar olamaz.” Denilmiştir. Bilelim ki, geleceğimiz adalettedir. Zulümle ne devletler ve ne de rejimler ayakta durabilir.
“ MÜLKÜN TEMELİ ADALETTİR, REJİMLER DEĞİLDİR VE OLMAMIŞTIR DA…”
Selam ve dua ile