Ayasofya, aslına irca edilip cami olmasından sonra özellikle sol muhalefet canhıraş bir mücadele başlatmış bulunmaktadır.
Ayasofya’nın cami olmasını bir türlü hazmedemeyenler Atatürk, laiklik ve hilafet üzerinden Sayın Devlet Başkanı’nın şahsında hükümete yüklenmeye çalışmaktadırlar.
Bizim oralarda böyleleri için sık sık halk arasında tekrarlanan “ eşeğe vuramayan, palanına vurur” sözü vardır. Bunlar Ayasofya’nın ibadete açılışını eleştiremiyor yada karşı gelemiyor. Çünkü halktan gelecek tepkilere dayanamayacaklar. Bunlar biraz da korkaktırlar.
Ama ne yapıyorlar?
Türkiye’nin hassas yerlerini kaşıyorlar.
Efendim, “Atatürkçülük ve laiklik elden gidiyormuş yada halifelik geliyormuş” gibi kuyruklarına basılmış kediler gibi feryat ediyorlar.
Aslına bakılırsa halifelik kaldırılmamıştır. Zira ilgili yasanın birinci maddesinde bu mesele açıkça ortaya konulmaktadır.
3 Mart 1924(1340)-Hicri 26 Recep 1342 tarihli “Hilafetin kaldırılmasına ve Osmanlı hanedanının Türkiye Cumhuriyeti ülkesi Dışına çıkarılmasına dair kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi. 6 Mart 1924'te ise Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 431 sayılı bu kanun toplam 13 maddeden oluşmaktaydı.
İşte bu kanunun birinci maddesi şöyledir:
Madde 1-Halife görevinden alınmıştır. Halifelik, hükümet ve Cumhuriyet’in anlam ve kavramı içinde esasen mevcut bulunduğundan hilafet makamı kaldırılmıştır.
Evet, kaldırılan hilafet makamıdır, halifelik değildir.
Osmanlılar yaklaşık ilk 250 yılda halifeliği “HADİMÜL-HAREMEYN” olarak anlamış ve uygulamışlardır. Ancak bu tarihten sonra sorumluluk taşıyan siyasi bir makama dönüştürülmüştür.
Halifeliğin dayanağı şüphesiz Peygamberimiz(sav)’in üç önemli görevlerinden biri olan Devlet Başkanlığı görevidir.
Hilafet kurumu, temeli din olan dünyevi bir başkanlıktır. Amaç, Kur’an naslarına ve Hz. Peygamber’in(sav) sünnetine uymak suretiyle insanları, kendileri için hayırlı olan noktaya götürmektir.
Bu nedenledir ki, Hilafet eleştirilerinin sınırlarını genişletip İslam düşmanlığına dönüştürülmemelidir. Böyle bir yöntem aziz milletimizin dikkatlerinden kaçmayacağı bilinmelidir. Cami açmakla ne laiklik elden gider ve ne de hilafet gelir. Sonra hilafet gitmedi ki,
geri gelsin. Çünkü TBMM dimdik ayakta durmaktadır. Ayrıca din düşmanlığı temelli bir laiklik anlayışı da yoktur ve olamaz da…
Selam ve dua ile…