Türkiye’de ‘’ Yaya Hakları Platformu ‘’ yöneticisi olarak 10 yıldır sokak İşgallerini takip etmekteyim. Samsun ilinde sokak işgallerine en fazla izin veren ilçeİlkadım ilçesidir. Bafra ilçesi ikinci sırada gelmektedir.
Şunu peşinensöyleyim;tüm sokak işgalleri yasadışıdır, eşkıyalıktır, magandalıktır, küçük rüşvetlerin var olduğu ahlaksızlıktır, saygısızlıktır, küçük mafyacılıktır. Samsunİlkadımda yayayı rencide eden ilk işgaller 1994 yılında başlamıştır.
Samsunİlkadım’da işgalin zirveyeçıktığı, yönetenlerin, zabıtanın gözü önünde en fazla işgal edilen alan Subaşı meydanı ve yakın çevresidir.
Yasal işyeri Subaşına yakın konumda olan eczaneler hariç her esnaf işgalcidir. Ya dükkânının önünde ki yaya alanını veya dükkânına 200 metre uzaklıkta ki Subaşı meydanını işgal eden bu tür saygısız, kanun dışı davranışı meziyet kabul eden esnaf yüzünden kentin tarihi kısmı karmaşa halini almıştır.
Yeterince otopark olması durumunda uzun süreli parkta aynı kategoriye giren işgaldir. Ancak bu bölgede genel otopark yoktur.
Büyükşehirde Mustafa Demir yönetimi bu bölgeye hizmet verecek üç genel otoparkplanladı. Bunlar: Subaşı Meydanaltı, Anakent İş Merkezi yerine yapılacakzemin altı ve zemin üstü genel otopark ile eski mezarlık altıİlkadımBelediyesi Binası yerine yapılacak katlı genel otoparklardır.
Bunlardan Subaşı Meydanına yapılacak yer altı otopark inşaatı ihale aşamasına gelmek üzere.
Proje kapsamında zemin seviyesinde birmescid, birçeşme ve mekanik otopark asansör giriş –çıkış ünitesi olacak.
Mescid herhalde yer altı cami yıkılacağı için, çeşme ise 1892 de burada yapılan Hamidiye çeşmesi anısına yapılacaktır.
İşin doğrusu ise 1485 yılında burada inşa edilenSa’diBeğmescidinin sembolik olarak tekrar yapılmasıdır. Hamidiye çeşmesini de Samsun kent belleğine tekrar kazandırmak isabetli olacaktır.
Tarihsel süreçte kent belleğini meydana getiren fiziki unsurların tekrar yapılması kent kimliği açısından önemlidir. Otopark yapılması da gereklidir. Bu iki doğru iş yapılınca yaya ve insan trafiği bakımından olumsuzluklar da yaşanacaktır. Bu iki önemli ihtiyaç olmamış olsaydı, bu alan sadece ve sadece trafik alanı olarak düzenlenmeliydi.
Aslında bu alanı kullanılmaz hale getiren,burada kargaşa yaratan en tesirli suç her tarafın işgal edilmesidir.
Bu işgal öyle bir hal aldı ki tam bir rezalet oluştu. Şu anda yıkılacak olan Subaşı Meydanı proje müellifiyim.Çarşı üzerine sadece vatandaş otursun diye çardaklı düzenleme yapmıştım. Bu durum 1994 yılına kadar devam etti. Hatta gölge versin diye büyük yapraklı katalpa ağacının dikilmesini belediyenin peyzaj mimari Salih Uz önermişti.
Ama 1994 yılında bu alanda küçük bir büfe kanun tanımaz, mevzuatları önemsemeyen, belediyece korunan bir kişiye verildi. Bu kişi veya kişiler çelik malzemeden kamusal alana bina yapabildiler. Bu yapının yapılmasınaİlkadım Belediyesince herhalde izin verildi.
Bu işgalciler karşı esnaf tarafından sürekli ilgili kurumlara hattaCimer’e şikâyet edildi, sonuç alınamadı. Şikâyetçilerle konuştuğumda ‘’ aman benim ismim duyulmasın’’ dediler.
Yani mafya tarzı bir korkutma hissetmiştim.
Şimdi bunu neden yazdım..
Samsun Büyükşehir Belediyesi ileİlkadımBelediyesi Subaşı Meydan düzenlemesi sonucunda ortaya çıkacak yaya alanlarının işgal edilmesini önleyecekmi?
Belediyeler gerekdükkânların önünde ve gerekse uzak yerden gelen esnafın işgalini önleyecekmi?
Hele hele 1994 başlayan rezalet işgal olayı bir daha yaşanacakmı?
Dar ve sıkışık olan bu alana gelişigüzel biçimlibüfeler, tahsilat kulübelerivbb fiziki unsurlar konulmamalıdır. Eğer kamusal hacim gerekliyse otopark asansör yapısı ile bütünleşmelidir.