Katolik nikâh törenlerinde hemen nikâh öncesi söylenen bir söz vardır: “Bu nikâha itirazı olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun.”
Bu sözü bizim “dost acı söyler” atasözüyle bir araya getirin ve bir de öyle değerlendirin. “Dost acı söyler” sadece bir gerçeğin tespiti değil, aynı zamanda bir görevin de ifadesidir. Acı da olsa gerçeği söylemek yiğitliğin tezahürü değil dostluğun gereği. Dostlukla gerçeği gizlemenin bir arada olamayacağının bir başka ifadesi; dostsan eğer susamazsın, dostunu uyaracaksın, acı da olsa gerçeği söyleyeceksin. Ya da dostum demeyeceksin. Ya konuşacaksın ya da sonsuza kadar susacaksın.
Susuyoruz, susmaya zorlanıyoruz ya makam ve mevki ile korkutularak ya kutsalların çarpıtılması ya da ihanet suçlamasının acımasızlığıyla.
Zaman susma zamanı değildir, kirleniyoruz. “Kirlenmek güzel” diyen bir reklam vardı. O reklama mı kandık da hızla kirlenmeye koyulduk yoksa biz daha önceden kirlenmeye başlamıştık da reklamcılar bir durum tespiti mi yapmışlardı hala merak ederim.
Kirlenmek güzel değildir kötüdür, hele de ahlak kirlenmesi, hal ve gidiş kirlenmesi. Bulaşıcıdır. Önce kendi çevresini kirletir sonra koca bir camiayı, sonra da koca bir milleti. Önce o kirli adamın yahut kirlenmeye açık adam müsveddesinin çevresi karşı çıkmalı o kirlenmeye. Onlar “dur” demeli o ahlak yozlaşmasına, o kirliliğe. Çünkü zamanla onlara bulaşacaktır öncelikle, o pisliğe bulaşmayanlarını bile lekeleyecektir o hay huy arasında.
Sen “vatan millet” edebiyatının yorulmaz söylevcisi, sen “bekanın korkusuz kahramanı”, sen “en son dinin gururlu müntesibi ve savaşçısı” sen sevgili dost önce sen karşı çıkacaksın bu kirlenmeye. Bir yerde başlar bu kirlenme bin yere sıçrar ve sonunda temiz kimse kalmaz Allah korusun.
Bak, evindeki kasasında tomar tomar paralar çıkanlar nasıl da birbirini izliyor, nasıl da çoğalıyorlar giderek. Büyükler daha büyüklerin himmetiyle paçayı kurtarsalar da küçükler yakayı ele veriyorlar ama pislikleri kendileriyle sınırlı kalmıyor koca bir camiaya sıçrıyor haklı ya da haksız.
Onun için diyorum ya bu kirlenmeye şimdi karşı çıkacağız ya da bu kirliliğe göz yummuş olmanın mahcubiyetini sonsuza dek omuzlarımız da taşıyacağız.
Gün karar günüdür.