Fikri Kıt Sağlar, bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinde bakanlık yapmış bir kişidir.
Sağlar’ın nüfus cüzdanında büyük ihtimalle dini, İslam; uyruğu da TC. olarak yazılmıştır.
Nüfus cüzdanında İslam yazmasa da TC mutlaka yazmaktadır. Bu nedenledir ki, İslami kurallar bağlamasa da TC’nin yasaları bağlamaktadır.
Anlatmak istediğim şudur ki bir TC vatandaşı olarak başörtülü bir hakimeye , adalet dağıtımında yapmış olduğu suizannı yapamaz, yapmamalıdır da.
Fikri Kıt Sağlar biraz geriye dönüp baksa bu şekilde konuşamaz.
Ecdadımızın kurmuş olduğu ve altı yüz yıl yönettiği devletin resmi dininin adını Adalet Devleti koymuştur.
Sağlar, biraz tarih okuyabilseydi , “başörtülü bir hakimenin adaletinden” asla şüphe etmezdi. Çünkü Allah rızası için başını örten hakimenin inandığı dinin Peygamberinin, Halifesi’nin ve ecdadı Fatih’in gayri müslimle aynı mahkemede ve aynı hakimin karşısında yargılandığını görecekti. Müslüman’ın mazlumun dinine, mezhebine ve cinsiyetine bakmadan yardım ettiğini görecekti.
Peki, o zaman Sağlar neden bu cümleyi sarf etmiştir?
Mevlana bu sorunun cevabını Sağlar’ın adına şöyle vermiştir:
“Küp, her zaman içindekini sızdırır.”
İşte Sağlar da içindekini sızdırarak ötekileştirici yüzünü göstererek adalet anlayışını ortaya koymuştur.
Bizler Müslüman olarak başörtüsünün Allah’ın emri olduğuna inanırız. Başını örten sevabını, örtmeyen de günahını alır. Dileriz ki Allah herkesi affederek cennetine koyar. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle ,” Allah rahmeti kendisine vacip kılmıştır.”
Hep birlikte açığı da kapalısı da , kılanı da kılmayanı da Allah’a iltica edelim. Tevbeyi dilimizden eksik etmeyelim. Hepimizin bir yerden eksiğimiz var ve günahkarız. Rabbimiz hepimizi affetsin!
Fikri kıt Sağlar, başörtülü Hakimenin şahsında bütün Müslümanlara yani Ümmete su-izanda bulunmuştur.
Hey Sağlar! Müslümanlara yaptığın bu hakaret, dilerim ki, tevbe edersin, değilse yine dilerim ki seninle musalla taşına kadar eşlik etsin.
Biz laik bir ülkeyiz. Sağlar dinini,mezhebini,tarikatını ve de kıblesini açıklayarak ona göre bir hakim bulalım. O’nun istediği bir hakim yargılasın. Çünkü başı açık kardeşlerimiz de Müslümandırlar. Sağlar’ın ortaya koymuş olduğu güvensizliği azınlıklar koymamışlardır.
“Adaleti mülkün temeli” yapan bir mahkemenin başörtülü üyesinin şahsında Müslümanlara bu kadar hakareti başka kimler yapabilir?
Bu sorunun cevabını kimler verebilir ki? Sayın Kılıçdaroğlu bu sorunun cevabını, Partiden ihraç ederek verebilir. Selam ile…