Biz niye okuduk Osman Batur’un o şanlı mücadelesini ve niye anlattık yıllarca birbirimize? O bizi görmese bile biz niye her gördüğümüzde ceketimizin düğmelerini ilikleyip karşısında saygı dolu bir tavır takındık İsa Yusuf Alptekin’in?
Günün birinde 21. Asır soykırımlarının en şiddetlisi sürerken susacaktıysak eğer tam da sorma, ne sorması, isyan ederek haykırma zamanı değil mi?
Niye, niye, niye?
Hadi devlet aklı diline “sus” desin, hadi devletin her şeyi gören, görmesi gereken gözü iş Uygur Türklerine gelince görmez olsun ama size ne oluyor, bize ne oluyor, siz niye suskunsunuz, biz niye suskunuz?
Siz kimseyi resmen temsil etmeyen ama bir ideolojiyi, bir fikri, bir duyguyu temsil iddiasıyla ortalarda dolaşanlar sizler niye susuyorsunuz?
Ne devleti temsil edersiniz ne de partinizi. Siz konuşun bari, yaraya siz parmak basın hiç olmazsa.
Gitmez sesiniz buradan oraya, duymazlar sizi o kamplardaki Osman Batur torunları, duymazlar, duymazlar, duymazlar… Ama ya duyarlarsa, ya ilahi bir esinti ta oralara taşırsa sizin sesinizi… Akar mı bilmem ama akan birkaç damla gözyaşından bir sağanak yaratır da Yüce Tanrı rahmetini boşaltırsa o kamplardaki yangının üzerine…
Son üç asır acıların asrıdır tarihin en şanlı milleti Türkler için. Balkanlar Türk mezarlığıdır, beş milyon Türk yatar o ikinci anavatanda. Ne adları bilinir ne de acıları. Sadece Balkanlar mı? Rus stepleri, Kırım, Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu, Kerkük, Musul, Tuzhurmatı ve Suriye Halep, Hama, Humus…
Kerkük, ah Kerkük… Ne kadar bizimdi ve ne kadar bizdendi. “Arabam/Gider karadan arabam/ Özüm Türk, aslım Türkmen/Nice diyem Arabam” diyen Kerkük Türklüğü… Daha dün girdiler ABD desteğinde peşmergeler ve önce devlet dairelerini yaktılar sonra da bağrımızı. Yanan sadece binalar değildi Kerkük’ün tapu kayıtlarıydı, nüfus kayırlarıydı, kısaca Kerkük’ün Türklük belgeleriydi.
Anlamam bir türlü hem Misak-ı Milliden bahsedenleri hem de Kerkük’ün gidişine sessiz kalanları… Ey Kerkük, can Kerkük, türküleri kalan kendisi giden Kerkük…
Konuşun Allah aşkına, konuşun peygamber aşkına, hiç olmazsa siz konuşun.
Eğer inanmıyorsanız Doğu Türkistan’da uygulanan asimilasyona çıkın yüreklice onu söyleyin, aslı yok” deyin, “ABD oyunu” deyin. Doğu Perincek ve eski çömezi Soner Yalçın öyle diyor ya, inanmıyorsanız siz de deyin.
Ama inanıyorsanız orada bir insanlık suçu işlendiğine çıkın söyleyin, yiğitçe, yüreklice kınayın.
Sizden Çin ile ilişkileri kesmenizi isteyen yok. Zaten böyle bir yetkiniz de yok. O iş başkalarının yetkisinde. Size düşen ve sizden beklenen devlet yetkilisi değil millet evladı olarak o soykırımı kınamak…
Çok mu zor?