Hayalleri olmayan insan, meyve vermeyen bir ağaca benzer derdi babam. Bu söz hep kulağıma küpe olmuştur. Tabii babamın hayalden kastı bir amaç, hedef sahibi olmaktı.
Son yıllarda toplumda git gide artan mutsuzluğu bununla ilişkilendiriyorum. Hedefi olan insan çalışır, çalışan insan da başarır, başarı ise beraberinde mutluluğu getirir... Sonuç; mutlu toplum için hayaller, umutlar, hedefler gereklidir. Önce hayal etmeyi, umut etmeyi öğrenmeliyiz.
Bazı insanlar ise çalışıp başarmak yerine, kendi başarısızlıklarını başka unsurlara yüklemeyi tercih ediyorlar. Tembelliklerini, becerisizliklerini, fesatlıklarını, hırsızlıklarını, ne kadar kötü vasıfları varsa hepsini… Bu kötü vasıflardan en çok nasibini alan da maalesef Türklük, Türk milleti oluyor…
Türk milliyetçiliğinin ideolojisi kültür, uygarlık ve inanç üzerine kurulmuştur… Hiçbir zaman başka ulusları işgal etmek ve sömürmek üzerine olmamıştır…
Hal böyleyken dış güçler Türk devletini yıkmak için türlü yollara başvurmuşlardır. En çok yapılmaya çalışılan ise Türk milliyetçilik ruhuna darbe vurmak olmuştur... Bunlardan halk diline soktukları çirkin sözlere dikkati çekmek istiyorum. Öyle ki, hem bizi aşağılıyorlar hem de bunu bize yaptırıyorlar. Bir Türk herhangi bir yerde, yüz kızartıcı bir suç işlediyse hemen “Türk milleti işte, bizim milletimiz işte” deniyor ve bütün kötü vasıflar birbiri ardına sıralanarak hepsi Türk milletine atfediliyor. Bizim milletimizle, zekamızla alay ediliyor… Her toplumda iyiler olduğu gibi kötüler de vardır. Bir kötünün yaptığını bütün bir millete mal edemezsiniz, bir evladın yaptığını babaya, babanın yaptığını evlada veya… genişletebiliriz. Ben Türk milleti kadar insani duyguları yüksek bir millet tanımadım. Ve hiçbir kötü vasfı da kabul etmiyorum…
35 - 40 yıl kadar geriye gittiğimizde şöyle bir olay Türkiye’nin her yerinde anlatılıyordu, ben çok küçüktüm, ben bile hatırladığıma göre iyi proje olmuş… Almanya’da bir Türk, demir parayı delerek bankamatikteki paraları çalmış. Medyanın sadece televizyon ve gazeteden ibaret olduğu bir dönemde bu nasıl bu kadar yaygınlaşmış ve ve halk diline girmiştir?
Hiçbir zaman anlayamadığım anlam veremediğim bir diğer şey ise rahmetli Turgut Özal’ın söylediği iddia edilen “benim memurum işini bilir” sözü. Bunu da yine halk arasında marifetmiş gibi söylediler az maaş alan memurlara cevap olsun diye. Ama nasıl kötü bir söz bu, nasıl bir aşağılama… Ve bunu gayet rahat bizlere söylettiler…
Bizim milletimiz derken kötü sözcükleri sıralayanlar, acaba beyniniz erezyona mı uğradı? Kendinize hırsız, dolandırıcı, cani vb. vasıfları nasıl yakıştırırsınız? Bir insan bunu Türk milletine söylüyorsa ya Türk değildir ya da aklından zoru vardır.
Bir de gerçekten bunlarla hiçbir ilgisi olmadan gayriihtiyari bu cümleleri kullanan, aslında gerçekten Türk ve milliyetçi olanlar da var…
Buradan onlara sesleniyorum. Lütfen bu tür cümleleri kurmayın, kuranları da bıkmadan usanmadan uyarın…
Türk milliyetçiliği, hiçbir zaman ırkçılık gözetmemiştir. Türk olmak için Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olmak yeterlidir. Biz devletine milletine bağlı başka milletlere saygılı bir milletiz…