Bir kişi değil binlerce kişi onlar artık, Türk’e ve Atatürk’e karşı binlerce, on binlerce kişi.
İçlerinden sadece biri düştü basına “Nutuk’u yasaklayan müdür” olarak. Bakmayın siz görevden alındığına, yakındır yeniden bir başka, hatta daha üst bir göreve atanması. Moda oldu bu ülkede Türk’e ve Atatürk’e karşı olanların şu veya bu şekilde kollanıp korunması.
Nutuk bir muhteşem eserdir, bazı noktalarına katılmayabilirsiniz, itiraz da edebilirsiniz ama eğer Türk iseniz yasaklayamazsınız.
Kütüphanemde birçok Nutuk var. Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan 1999 baskısı “Nutuk-Söylev” de bunlardan birisi. O yayından alıntılar yaparak bazı noktaların altını çizmeye çalışacağım bu yazıda ve o zatın ve öteki zatların neden rahatsız olduklarını soracağım, sorgulayacağım.
“1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüş” diye başlar o devasa Nutuk ve şöyle devam eder:
Osmanlı devletinin içinde bulunduğu topluluk, Genel Savaşta yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş’ın uzun yılları boyunca, ulus, yorgun ve yoksul durumda. Ulusu ve ülkeyi savaşa sürükleyenler, kendi yaşamlarının kaygısına düşerek yurttan kaçmışlar. Padişah ve halife olan Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş, onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş.”
Yalan mı, yanlış mı? Hem padişah hem halife unvanını taşıyan Vahdettin “kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu” önlemler peşinde koşmuyor mu ve o önlemler “alçakça ve soysuzca” değil mi?
Kurtuluşunu İngilizlerde aramıyor mu? “Benim İngiliz milletine dostluğum babamdan kalma” demiyor mu? Sonunda onlara sığınmadı mı? Vatanından sabaha karşı bir hırsız gibi kaçmadı mı?
Damat Ferit başkanlığındaki hükümetler “güçsüz, onursuz ve korkak” değil mi? Sevr’i imzalayan hükümet Damat Ferit Hükümeti değil mi? O imzaya onay veren Saltanat Şurası’nın başındaki zat padişah ve halife Vahdettin değil miydi? O şurada Rıza Paşa dışında padişahı da, sadrazamı da, şeyhülislamı da dâhil itiraz eden oldu mu?
“Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta” tespitinden sonra devam eder Nutuk:
“İtilaf Devletleri, ateşkes anlaşması hükümlerine uymayı gerekli görmüyorlar. Birer uydurma nedenle, İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep İngilizlerce işgal edilmiş. Antalya ve Konya’da İtalyan birlikleri, Merzifon’la Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her yanda yabancı devletlerin subay ve görevlileri ve özel adamları çalışmakta. Daha sonra, sözümüze başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919’da İtilaf Devletlerinin uygun bulmasıyla Yunan ordusu İzmir’e çıkarılıyor.
Bundan başka yurdun dört bucağında Hıristiyan azınlıklar, gizli, açık, özel istek ve amaçlarının elde edilmesine, devletin bir an önce çökmesine çaba harcıyorlar.
Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgeler, İstanbul Rum Patrikliğinde kurulan Mavri Mira Kurulu’nun ileride çeteler kurmak ve yönetmekle, gösteri toplantıları ve propagandalar yaptırmakla uğraştığını doğruladı. Yunan Kızılhaç’ı, Resmi Göçmenler Komisyonu, Mavri Mira Kurulu’nun çalışmalarını kolaylaştırmaya yardım ediyor. Mavri Mira Kurulu’nca yönetilen Rum okullarının izci örgütleri, yirmi yaşını aşmış gençleri de içine alarak her yerde geliştiriliyor
Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavri Mira Kurulu ile düşünce birliği içinde çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tam Rum hazırlığı gibi ilerliyor.”
Neresi yalan bunun ve sen efendi, sen neresinden rahatsızsın bu ifadelerin? Neyin saklanmasını istiyorsun? Emperyalistlerin işgallerinin mi, azınlıkların ihanetlerinin mi?
Bir de İngiliz Muhipler Cemiyeti’nden, yani bugünkü kelimelerle İngiliz Dostları Derneği’nden bahseder Mustafa Kemal Atatürk o destansı nutkunda:
“Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı padişahı ve yeryüzü Halifesi sanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dâhiliye Nazırı(içişleri bakanı) Ali Kemal, Adil ve Mehmet Ali Bey’ler ve Sait Mola bulunuyordu. Dernekte İngiliz ulusundan kimi serüvenciler de vardı. Örneğin: Rahip Fru(Frew). Yapılan işlerden ve işlemlerden anlaşıldığına göre derneğin başkanı Rahip Fru idi.”
Söyler misin Nutku yasaklayan efendi ve de söyler misiniz ona yandaş efendiler, girmedi mi Sultan Mehmet Vahdetin ya da diğerleri o derneğe? Sahi kime dostsunuz Türk’e mi yoksa başkasına mı? (Devam edecek.)