Bizim bazı gazeteci ve aydınlarımız dinden ve bazı dini kıyafetlerden hastalık derecesinde korkarlar.
Son haftalarda bir subayın mescit olarak kullanılan bir mekanda Sünnet üzere bir vakit namaz ifası gündemden düşmemektedir.
Sizce bu doğru mudur, yanlış mıdır?
Bazılarına göre yanlış ise de bazılarına göre sakıncalı değildir ve olmamalıdır da.
Neden mi?
Subayın bu şekilde namaz kılmasını kabul edemeyenlerin büyük bir bölümü namazı da kabul etmemektedirler. Bu zihniyetin, geçmiş yıllardaki uygulamalarını unutmuş değiliz.
Namazı, orucu ve başörtüsünü irticai faaliyet olarak kabul eden bu zihniyetten söz konusu subayın namazını yada namaz esnasındaki sarığını alkışlamalarını bekleyemeyiz.
Nüfusumuzun % 98’inin Müslüman olduğunu söyler dururuz.
Subaylar vatan, din ve namus savunmasını meslek edinmiş insanlardır. Savaş alanında ölen askerler hakiki şehit oldukları içindir ki, onlar elbiseleriyle gömülürler. İşte onların değil kendileri, elbiseleri dahi kutsaldır.
Kahramanlıklarının sembolü ve mükafatı olan üniformalarıyla mezara girerler ve Allah’ın huzuruna çıkarlar da neden bir mescite giremesinler?
Namaz, zamanlı bir ibadettir. Vakti girdiğinde herhangi bir yerde eda edilmesi gerekli zorunlu bir ibadettir.
Sayın subayımız bunu yapmıştır. Mescit’in herhangi bir cemaate ait olması, kıblesinin değişik olduğunu göstermez. Aynı zamanda ayrımcılık da değildir. Aksine kaynaştırmaktır diye düşünüyoruz.
Gelelim sarık sarma işine: Sarıkla namaz kılmak sünnettir. Bir Müslüman’ın namaz kılması esnasında sünneti yerine getirmekten daha normal ne olabilir ki?
Dışarıda dini kıyafet giyinmek yasa gereği suçtur. Ama, ibadet mekanında suç değildir.
Yasalarımızda suç teşkil etmeyen fakat dinin emrettiği bir ibadeti yerine getiren Müslüman bir milletin Müslüman bir subayını linç etmeye çalışmak Anayasamızda, yasalarımızda, bölgesel ve uluslararası insan hakları belgelerinde suçtur.
Aynı subayı sol bir derneğin balosunda görseydik, bu çığırtkanlar acaba ne derlerdi?
O zaman çağdaş ve aydın olurdu, öyle mi?
Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve Sayın Milli Savunma Bakanımızdan istirhamımız odur ki, evrensel insan haklarına göre muamele etsinler. Bu işin perde arkasında tarihle ve de İslam’la hesaplaşma vardır. Bu saldırının oklarının ne taraftan geldiğine bakınız, kararınızı öylece veriniz!
Selam ile…