M. Halistin KUKUL

ÖRGÜTSEL DOKÜMAN

M. Halistin KUKUL

    Türkiye’deki, nemelâzımcı/benbilirimci/bananeci ve dostlar alış-verişte görsün’cü dil/Türkçe anlayışına hayranım!!!

     Dil kurumunun, üniversite dilcilerinin ve siyâset mensuplarının dil/Türkçe îdrâklerine bayılıyorum!!!

      Önce; Türkçe’de karşılıkları olduğu hâlde bir sürü ‘yabanî kelime’ uyduracak, ortalığa salacak, okul kitaplarına yerleştirecek ve zorla/baskı ile, çocuklarımıza ve gençlerimize okutacaksınız; ardından da, “Kabûl görürse, isteyen istediği kelimeyle konuşur, anlaşır ve yazar” diye beyanat verecek ve hattâ, Türkçe Yılı bile ilân edeceksiniz. Hayran olup bayılmaz mısınız?!

     Bu kadar sâhipsiz, bu kadar üzerinde az düşünülen ve bu kadar ihtimamdan uzak bir dil olabilir mi?

     Bunları niçin yazdım? Söyleyeyim!..

     Hemen hemen her haber saatinde bu veya benzeri haberi duyabiliyoruz: “Osmaniye’de PKK sığınağında silâh, mühimmat ve örgütsel doküman ele geçti.” (Hürriyet.com.tr-12.02.2021-09.36)

    Bir defa; mühimmat, zâten “silâh” da dâhil olmak üzere, bir çatışmada/savaşta, gerekli olan  bütün malzemelerdir, cephânedir. Cümleye göre, “silâh”, sanki “mühimmat”ın içinde bulunmuyor ve sanki apayrı bir şeydir!..

      Peki; şu “örgütsel doküman” neyin nesidir???

     “Örgüt”, anlaşılıyor ki, ör-mek fiilinden, ‘teşkilât” kelimesinin yerine uydurulmuştur.  Hemen soralım: Örmek ile, teşkilât arasında nasıl bir bağ, nasıl bir fikrî yâni mâna irtibatı vardır ki, bundan yâni bu fiilin kökü olan( ör)’den, Türkçe’de bulunmayan bir uydurma takı olan (-güt) ile, isim yapılmıştır?

    Bu, nasıl bir saçmalıktır?!

    Kaldı ki; bu yanlış kuruluşlu kelimenin sonuna, bir de, F(ı)ransızca bir takı/ek olan (-el) getirilmiştir.

    Bilmeyenler için hemen söyleyeyim: F(ı)ransızca’da, (-el) ve (-al) takılı kelimeler çoktur. Bâzıları, Türkçe’mize de geçmiştir. Meselâ; kültürel, sosyal, festival, karnaval, sinyal, oryantal, k(ı)ristal, dijital, kapital, g(ı)lobal, üniversel, liberal, nasyonal ... gibi!..

    Bizdeki bu dilciler; yanlış kuruluşlu “ör-güt”ün sonuna, -herhâlde- “örgüt-el” diyemediklerinden, araya bir kaynaştırma harfi olarak (s) getirmişler ve “ör-güt-sel” demişlerdir.

     Bu kelimenin (ör) hâriç, hiçbir tarafı Türkçe değildir.

    Aynı şekilde, târihî’nin yerine târih-sel, kimyâ’nın yerine kimya-sal, fizik’in yerine fizik-sel dedikleri gibi!..Hattâ; târih, kimyâ ve fizik kelimeleri Türkçe olmadıkları hâlde, yabancı bir takı getirerek bunların, hem de özTürkçe olduklarını iddia edecek kadar!..

     Bu (-el, -al) veya (-sel, -sal) takılarını, kelime istedikleri zaman Arapça, Farsça, Yunanca, Rusça veya başka bir dilce kelimenin sonuna ekleyiveriyorlar ve diyorlar ki, “İşte, size, özTürkçe bir kelime!”

      Meselâ; ev atığı değil de, evsel atık diyorlar; kamuya âit demiyorlar da kamusal, görülü değil de görsel diyorlar!..

      Meselâ; “dil kurumu” dedikleri gibi, “örgüt dokümanı” da diyebilirlerdi; niçin demediler, bilemem!..Hâlbuki; bu mantığa göre, -çünkü, dil ilmi burada işlemiyor- dil kurumu’na, “dilsel kurum” demeleri gerekirdi.

      Bir diğer kelime de “doküman”dır. Peki; doküman necedir yâni hangi dildendir? Her tarafı uydurma olan “örgütsel” kelimesinin yanına, elbette ki bir F(ı)ransızca (document) kelimesi yakışırdı (!), onu da yerleştirdiler ve oldu (!) dediler!..

      Peki; doküman’ın Türkçe karşılığı yok mudur? Olmaz olur mu? Meselâ; vesîka, belge..Ayrıca, mecâzî olarak da, delil, belirti!..

       “Örgütsel doküman” dedikleri şey, “silâh, cephâne, mühimmat”değilse nedir?

        Hadi, bilin bakalım!?