Arkadaş, eline, kitabını al!
Okumayı asla eyleme ihmâl.
Ortalık hep dolu, sırtlanla çakal.
Sana yol gösterir, elbet, Zülcelâl;
Hiç dönme yolundan, aklını kullan!
Ne ona, ne buna dönüp yalpalan!
***
Kimler alır, bilmem, kimin öcünü;
Yetiştirip hâinlikle piçini.
Boşaltarak adâletin içini,
Takarlar her yere, çanla, haçını!
Onlar mes’ut rahat, sen ise, kıvran!
Saflığa değil de, aptallığa yan!
***
Niçin zillettedir bu işin kökü;
Öküz çekmez, senin çektiğin yükü.
Kimsenin çıkmıyor, hele bak, gıkı.
Zenginde varlığı, fakîrde yoku;
Anlatıyorlar ya, hep yalan yalan;
İşte bu zamanda başlıyor talan!
***
Tanı vurguncuyu, bil muhterisi;
Yüzündeki deri, domuz derisi.
Çıkar der ki, içlerinden birisi:
“Biziz, bu dünyanın hak bilicisi!”
Bunlardır halkının hakkına kıyan!
Uyan ey arkadaş, uykudan uyan!
***
Vâdediyor sanki, sana cenneti!
Nedir bilinmiyor, gerçek niyeti.
Hıyânet içinde her emâneti.
Yemektir, yutmaktır tek mârifeti;
Kim, bu zâlimleri başa taç yapan?
Her tarafı tuzak, her yanı kapan!
***
Vıyvıyları, utandırır şeytânı;
Vatanları, şeytanların mekânı...
Kanı bozuk, ruhu bozuk insânı,
Bir yılan bil, hem de çok iyi tanı:
Hîlekâr, riyâkâr, kindâr, şarlatan;
Hiç kimse sanmasın bomboş, bu meydan!..