Bir şey söylüyorsa bu kalble beyin;
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!
Fikirde buluş’un, işde emeğin,
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!
***
Sağlam vücûddaki, her sağlam kafa,
Tafra atıp durmaz, öyle etrafa.
Akıllı bir adam, gelmez cafcafa,
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!
***
Ev masrafı şişkin, yüklü fatura;
Bu işler gelmiyor hâlle-hâtıra,
Karnı aç çırpınan garib fukara,
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!
***
Feryat geliyorsa dağ başlarından,
Bir de duyanı var, gönül bağından,
Kükreyen kişinin, aşk ocağından,
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!
***
Türklük emelinin, has çocuğunun,
Açılmaya ramak tomurcuğunun,
Âşıklar şehrinde, belki çoğunun,
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!
***
Onun bildiğini, sen bilemezsin!
Ne yapar, ne eder, sen göremezsin!
Onun güldüğüne, sen gülemezsin;
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!.
***
Kimler geldi geçti bu coğrafyadan;
Kimisi perîşân, kimisi nâdan.
Nice zâlim k(ı)ral, nice han- sultan;
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!
***
Hedefimiz vardır, Oğuz elinde;
Herbir bucağında, herbir ilinde;
İsteriz ki, bunu, siz de bilin de;
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!
***
Yıkılmış, kül olmuş sandığın, viran,
Bu diyârı, elbet, vardır onduran.
Bunca verilen can, bunca akan kan,
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!
***
Müslüman kapısı değildir örtük.
Bu dâva büyüktür, hem de çok büyük!
Rabb’im asla vermez, güçten fazla yük.
Bir bildiği var ki, söylüyor beyim!