Yazımızın başlığı, Kılıçdaroğlu’na aittir.
“CİHATSEVER DEĞİL, BARIŞSEVERİZ” DEMİŞTİR.
Bunu söyleyen kişi ANAMUHALEFET partisinin genel başkanıdır. Yani iktidara en yakın partinin genel başkanıdır.
Cihatsever olmayanların barışseverliğinin anlamı olur mu?
Bundan yaklaşık 150 yıl önce Abdülhak Molla, Kılıçdaroğlu’na şöyle seslenmişti:
“ Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felâh; Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh."
Yani, "Bütün devletler kurtuluş başarısını bu ibretlik sözde bulur; Şayet barış istiyorsan savaşa hazır ol." Demiştir.
Bırakalım eski tarih imizi.
Yakın tarihimize bakalım: Cihatsever olmasaydık bugün Kıbrıs barışı olur muydu?
Mehmetçiğimiz bugün dağlarda cihatsever olmasaydı önce ülkemizde, sonra da komşularımızda barış ve huzur olur muydu?
Dünyada bütün barışların temelinde cihatseverlik yatıyor.
Orduları niçin besliyoruz?
Barışseverlik adına ordularımızı terhis mi edelim?
Savaşı barış kadar sevmeyenler barışı ikame edebilirler mi?
Cihat, Müslüman için kutsal bir kavramdır.
Kılıçdaroğlu, nüfusunun % 98’inin Müslüman olan bir ülkede politika yaptığının farkında mıdır acaba?
Yani bu insanların oylarıyla iktidar olmaya çalışmaktadır.
Oylaına talip olduğu bu millet cihadı sevmeseydi şehitliği en üstün bir makam kabul ederek savaşır mıydı?
Oğlunun bayrağa sarılı tabutunun başında, “vatan sağolsun” der miydi?
İşte bütün bunları söyleten cihat ruhu ve sevgisidir sayın Kılıçdaroğlu!
Yeniden ABDÜLHAK’IN sözünü hatırlatarak yazımızı birlikte bitirelim: “ Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felâh; Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh."
Selam ve dua ile…