Samsun merkezli bir internet sitesinde bir haber okudum, “Hadi Canım Sen De” deyişim bu haberedir.
“Hadi Canım Sen De” deyişim haberin doğru olup olmadığına değil haberde anlatılan olayın akıl dışı oluşunadır.
Bir zamanlar üç konfederasyon vardı sendika dünyasında Türk-İş, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu ve Misk, yani Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu. O yıllarda Hak-İş diye konfederasyon ne işçi dünyasında vardı ne de akıllarda. Hak-İş 11 Eylül, özellikle de 3 Kasım sonrasının yapılanmasıdır. Seksen darbesi Misk’i yok ederken Hak-İş’i de var etmiştir.
Misk’in boşluğunu şimdilerde Kamu-Sen dolduruyor daha doğrusu belli alanlarda doldurmaya çalışıyor. Kamu-Sen’e bağlı sendikalar içinde adı sanı pek duyulmayanlar olduğu gibi gerçekten çok başarılı olanlar da var. Türk Eğitim Sen ve Türk Sağlık Sen bu başarılı sendikaların başında geliyor. Gerek Türk Eğitim Sen’in ve gerekse Türk Sağlık Sen’in Samsun şubeleri ülke genelinde başarılarıyla öne çıkıyorlar.
Yerel İnternet sitesinde yer alan habere göre ne yazık ki parti siyaseti ya da daha net bir ifadeyle partili biat anlayışı büyük zorluklar altında mücadele veren ve bu mücadeleden başarıyla çıkan söz konusu sendikalara da el atmış! Başarılı başkanlar parti il binasına çağrılmış ve yaklaşan kongrelerde “aday olmamaları” söylenmiş. Partinin desteklediği ya da destekleyeceği daha doğrusu açıklayacağı başkan adayı lehine kenara çekileceklermiş!
Bu başkalarının mücadelesi üzerine konmak değilse nedir? Belki de “çökmek” demeliyim ama hoş bir ifade değil, ancak konmak diyebiliyorum. Yapılacak iş başarıları tescilli olanların başarısından birilerine pay çıkartmak değil tam tersine o başarıya katkı vermektir. Beraber büyümek ve bir sathı, bütün bir vatanı ve dahası bütün Türk dünyasını kaplamak ancak böyle mümkündür.
Alparslan Türkeş “cami minarelerinin fabrika bacalarıyla yarıştığı” bir Türkiye vadederdi topluma. Minareler bacalarla yarışacak, makineler makine, fabrikalar fabrika yapacak ve Ülkücüler “Türk Milletini çelik ellerle kavrayıp medeniyetler âleminin ön safına taşıyacaklardı.” Toplum “altı sosyal dilim halinde teşkilatlanacak, ekonomi millileştirilecek” ve “Türkiye aç hürler tok esirler ülkesi” olmayacaktı.
Ben hala, habere değil ama bu akıl dışı davranışa inanmak istemiyorum… Bu sokak çıkmaz sokaktır… Bu gidiş yanlış gidiştir…