Türkiye’de yasa ve anayasada alenen tanımı yapılmamış kavramlardan birisi de laikliktir.
Laikliği Prof. Dr. Utkan Kocatürk şöyle tanımlar:
“Laiklik, genel anlamda din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dini inanaçların devlet idaresinde ve siyasette rol oynamaması esasına dayanır….Sonuç olarak diyebiliriz ki, laiklik anlayışında din; devlet ve dünya işlerine karışmayacak, vicdanlardaki yüksek yerini koruyacaktır.(Cumhuriyet 1,Y.Türkiye, S.605)”.
Bu tanımda din; yalnız devletten değil, sivil sosyal yaşamdan da kovulmaktadır. Din demek, Allah demektir. Burada Allah’ı ve koyduğu yasaları beğenmemek vardır. Allah’ın iradesinin yerine insanların iradesini egemen kılmaktır.
Bu ne anlama gelmektedir?
Bu konuda bir başka tanım şöyledir:
“Laiklik: Din ile ilgili olmayan dünya ve devlet işlerini dini görüşlerden ayırıp , bağımsız hale getirmektir…. Hukuki bakımdan devletin , din ve vicdan özgürlüklerinin gerçekleşmesi bakımından tarafsızlığını koruması laikliğin genel anlamını ifade eder…”
Diğer yönden de dinin, kamu hayatı üstündeki etkisini sınırlamak amacını güder.(Turhan Olcaytu,(Em. General)TSK Tarihi ve Atatürkçülük, GKB 50. Yıl Y.S.312)”
Bu tanımda da Allah’ı ve O’nun gönderdiği Peygamberleri dışlamak ve sınırlandırmak vardır. Allah’a karşı bir başkaldırı vardır.
Bütün bunlara rağmen İslam’ın düşmanları bunlarla yetinmeyip laikliği kullanarak hergün ve saatte İslam’a ve Müslümanlara saldırmaktadırlar.
Adları AHMET VE MEHMET olan bu zatların siyasal iktidar hırsları adına İslam’a, Müslümanlara ve Diyanet İşleri Başkanlığına saldırılarına hiçbir anlam veremiyoruz.
“Düşmanlığın da bu kadarı olur” dedirtecek bir kin ile saldırıyorlar.
Hepimiz bu milletin çocukları ve bu vatanın vatandaşlarıyız. Sırası gelince de hepimiz Müslüman olduğumuzu söyleriz. Hepimiz bu camilerin musalla taşlarına uğrayacağız.
Diyanet’in bütçesine kafa takanlar, geçmişte olduğu gibi cenaze namazlarımız nöbetle kılınmasını mı istemektedirler?
Laiklik maskesi altında bu saldırı niye?
Bu ülke için canını verenlerin din ve vicdan özgürlükleri, azınlıklar kadar bile değildir. Var olanı çok görmek ise ihanettir, zulümdür.
Müslümanların bireysel yanlışlarını İslam’a ve Müslümanların bütününe teşmil etmek de asla samimiyet değildir.
Selam ve dua ile…