Prof. Dr. Ahmet Nizamettin AKTAY

Gagavuzya İzlenimleri

Prof. Dr. Ahmet Nizamettin AKTAY

Değerli Samsunhabertv okurlarına bu yazımızda Gagavuzya’ya yaptığımız seyahatimizden bahsedeceğiz. 14-17 Kasım günleri arasında Moldova’da özerk bir bölge olan –Türk Bölgesi- Gagavuzya’ya bir seyahat gerçekleştirdik. Önce Moldova’nın baş şehri olan Kişinev’e indik. İlk gün orada dinlendik ve çevre gezisi yaptık. İkinci gün Moldova Parlamentosunda Gagavuzya Özerk Bölgesi Devlet Başkanı sayın İrina VLAH hanımefendinin bizi kabul edeceği Parlamento binasına gittik. Başkan İrina Hanım ve yardımcıları tarafından çok sıcak bir ortamda karşılandık. Birkaç gün önce Moldova’da bir hükümet krizinin olduğunu, Gagavuz kökenli emniyet müdürünün  görevden alınması sebebiyle Gagavuzların destek verdikleri hükümetten desteklerini çektiklerini, bunun üzerine Moldova Partisinin tekrar hükümet kurulması için Emniyet müdürünü göreve iade ettiklerini, Gagavuz partisinin de yeni kurulan hükümete tekrar destek vermesi sebebiyle hükümet krizinin ortadan kalktığını öğrendik.

Gagavuzya devlet başkanı nezdinde Türkiye’ye bakışın çok üst seviyede sevgi ve saygı dolu olduğunu gördük. Türkiye’nin Gagavuzya ‘ya okul, yol, kültürel ilişkiler, vb. birtakım alanlarda yardımlarda bulunduğunu anlattılar.

Daha sonra Gagavuzya’nın başşehri KOMRAT’a geçtik. Bizi yol üzerinde (Kazayağı’nda) Komrat şehir meclisi üyeleri, milletvekilleri, belediye başkanı ve bazı şehir ileri gelenleri karşıladılar. Önce yeni açılmış bir kültür müzesine götürdüler. Daha sonra Komrat Özerk Bölge Meclisini ziyaret ettik. Bizi çok güzel ağırladılar ve aramızda hiç tercüman olmadan duru bir Türkçe ile konuşarak anlaştık. Özerk Bölge Milletvekillerinden dostumuzun söylediği ve büyük Türkçü Mihail ÇAKIR’ın ifadesi ile  “biz Türkçemizi koruduk, Türkçemiz de bizi korudu” sözünün anlamını daha iyi anladık.

Gagauzya türklerinin soylarıyla ilgili kabul edilebilir görüş Atilla'nın önderliğinde 5. yüzyılda kadim Türk illerinden başlayıp Orta Avrupa'ya uzanan Türk akınları, Hun birliği içinde yer alan ve daha sonra Göktürk Devleti'ne bağlanan Oğurların batı kolunu teşkil eden Tuna Bulgarları ile ilişkili olduğu görüşüdür.

Atatürk tarafından 12 Haziran 1931'de Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Romanya'nın başkenti Bükreş'te elçi olarak göreve başlamasıyla birlikte Gagavuz Türkleri ile Türkiye Türkleri arasındaki bağlantı ve ilişkiler  canlandırılmıştır. Gagvuzlar Hamdullah SUPHİ’yi hiç unutmamışlardır. O dönemde Türkiye’den öğretmenler gönderilmiş, oradan da öğrenciler Türkiye’ye getirilmiştir. Dönemin şartlarına göre oldukça önemli sayılan bu çabalar hala Gagavuzya’da anlatılmaktadır. Ancak Türkiye’ye gelen öğrencilerin geri dönmedikleri üzüntü ile anlatılmaktadır. Ayrıca eski Cumhurbaşkanlarımızdan merhum Süleyman DEMİREL de her yerde minnet duygularıyla yad edilmektedir. Döneminde Gagavuzya ile ilişkileri hep sıcak tutmuş ve çok yardımlarda bulunmuştur. Mevcut Cumhurbaşkanımızın yardımları da anlatılmaktadır.

Türkiye TİKA ile Gagavuzyada çok sayıda iş yapmıştır. Okullarıın açılması, kültür merkezlerinin yapılması yanında, Türkiye’den belediyelerimizin yaptığı parklar çok anlamlı idi.

Son olarak Gagavuz çocukları üzerlerinde ATATÜRK desenli formalarıyla bize folklor gösterisi sundular.

Hepsinin gözü Türkiye’nin üzerinde. Türkiye’nin gittikçe güçlenmesi hepsinin ortak arzusu.

Bir gece de KOMRAT’da konaklayarak Kişinev üzerinden tekrar Türkiye’ye döndük.

Ancak gönlümüz Gagavuzya da kaldı. Sık sık söylediğimiz söz  “ne mutlu Türk’üm diyene” idi.